Metabolizma kavramı 1770 yılında modern kimya ve beslenmenin babası olarak kabul edilen Fransız kimyager Antoine Lavoisier tarafından keşfedildi. Yiyecekler ve içecekler, insan vücudunun sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğu enerji ve besinleri sağlar. Bu nedenle vücudumuzdaki besinleri her gün yenilememiz gerekir. Besinlerin rolünü ve beslenmenin önemini anlamak, daha doğru seçimler yapmamıza yardımcı olacaktır.
Yiyecekler ve içeceklerdeki besinler makro ve mikro kategoriler altında aşağıda listelenmiştir.
Karbonhidratlar meyvelerde, tahıllarda, sebzelerde, süt ürünlerinde, alkollü ve alkolsüz içeceklerde bulunan şekerler, nisastalar ve liflerdir. Yakın zamanlarda kabul görmekte olan diyetler, karbonhidratları 'Metabolik Sendrom'a katkıda bulunan ana kaynaklar olarak değerlendirmekte ve kullanımını düşük seviyelerde tutmaktadır. Bu üzerinde tartışılmakta olan bir konudur.
Proteinler, yapı taşları olarak da adlandırılan amino asitlerden oluşur. Temel olarak hayvansal ürünlerde (tavuk, sığır eti, balık ve süt ürünleri gibi) bulunmakla beraber ceviz, fındık, fıstık v.b., baklagiller ve diğer kaynaklarda da mevcuttur. Bedenimiz proteinleri kasları ve kemikleri oluşturmak ve onarmak, hormonlar ve enzimler üretmek için kullanır.
Amino asitler üç kategoride sınıflandırılır:
Yağ, metabolizmanın vücut için ihtiyaç duyduğu enerjiyi ve hücre gelişimi için gerekli desteği sağlayan trigliseridleri tanımlamak için kullanılan terimdir.
Çoğunlukla oda sıcaklığında katı halde olan paketlenmiş yağlardır. Bu yağlar kimyasal yapılarında çift bağ içermezler. Doymuş yağlar en çok sığır eti, koyun eti, tavuk, süt ürünleri gibi hayvansal ürünlerde ve hindistan cevizi yağında bulunur.
Doymamış yağlar çoğunlukla oda sıcaklığında sıvı haldedir. Karbon zincirlerinde bir ya da daha çok çift bağ bulunur ve daha az hidrojen atomu içerirler. İki ana tür doymamış yağ vardır:
Gıdalarda genelde iki tür trans yağ vardır; doğal olarak oluşan yağlar ve kısmen hidrojene edilmiş yağlar. Trans yağlar ette ve süt yağında doğal olarak az miktarda bulunsa da trans yağların başlıca kaynağı kısmen hidrojene edilmiş yağlardır. Hidrojenizasyon işlemi sıvı halde olan bitkisel yağın margarine dönüştürülmesi için kullanılır. Kısmi hidrojenizasyon işlemi çift bağların çoğunu yeniden yapılandırdığından hidrojen atomları zincirin farklı yanlarına geçer.
Vitamin, metabolizmanın düzgün çalışması için vücudun küçük miktarlarda ihtiyaç duyduğu bir mikro besindir. Vitaminlerin çoğu vücut tarafından oluşturulamaz, bu nedenle besleme yoluyla alınmaları gerekir.
Bu gurup vitaminler yağda çözünürler. Yağda çözünen vitaminlerin fazlası gerektiğinde kullanılmak üzere karaciğer ya da yağ dokularında depolanır. Bu vitaminler aşırı dozda alındığında toksik etki yaratabilirler..
Bu gurup vitaminler suda çözünürler. Suda çözünen vitaminlerin fazlası vücutta depolanmaz idrar yoluyla atılır. Bu nedenle düzenli olarak alınmaları gerekir.